29 Ağustos 2010 Pazar

sinem kobal ve arda turan


Kanal D’de yayınlanan “Küçük Sırlar” dizisinde yoğun bir tempoyla çalışan Sinem Kobal’ın, izlemeye gittiği İstanbul Fashion Week defilelerinin ardından gazetecilerin sorularını, “Özel hayatım için konuşma yasağım var, üzgünüm” diyerek yanıtlaması ve Arda Turan’ın da iki gündür Galatasaray idmanlarına “Özel problemlerim var” diyerek çıkmaması, ikilinin ilişkisi hakkındaki soru işaretlerini artırdı.
Ayrılık iddialarının doğru olmadığını söyleyen Kobal, “Çok şükür böyle bir şey yok. İkimiz de çok mutluyuz ve birlikteliğimiz devam ediyor. İnsanlar neden bizimle ilgili böyle dedikodular yayıyor anlamıyorum. Artık hakkımızda çıkan haberlerin bitmesini bekliyoruz. Özel hayatım hakkında konuşmak istemiyorum bu bizim tercihimiz. Ama konuşmadıkça da bu tarz haberler çıkıyor. Çok şükür birlikteyiz ve birbirimizi seviyoruz. Arda’nın son günlerde maçlardan dolayı canı sıkkın ve üzülüyor. Sanırım onu üzgün gördükleri için böyle bir yalan uyduruyorlar” dedi.
 
Konuyla ilgili ulaştığımız Arda Turan ise, “Biz birbirimizi seviyoruz ve ilişkimizde herhangi bir sorun yok. Ayrılmadık ve iddia edildiği gibi sorunlar da yaşamıyoruz. Biz takım olarak sıkıntılı bir dönem yaşıyoruz ve benim tek sıkıntım bu. Özel hayatımız hakkında konuşmuyoruz bu da bizim tercihimiz. Mutluyuz ve bunun dedikodularla bozulmasını istemiyoruz. Bunları bilmeniz yeterli” dedi. Arda Turan, ailesinin Sinem Kobal’ı istemediği konusunda ise, “Kesinlikle böyle bir şey yok. Bizim mutluluğumuz, ailelerimizi de mutlu eder” dedi.           


Evden çıkmıyorum                                




13 yaşında şöhreti yakalayan ve o günden beri setlerde olan Sinem Kobal, 'kaybolma hissi' yaşıyor. Kobal odasına kapanıp ağlıyor..

Oyuncu Sinem Kobal, 13 yaşından beri ekranda olmanın zaman zaman psikolojisini bozduğunu söyledi.Kobal'Odama kapanır ağlardım. Genç yaşta şöhret çok zor' dedi...
Selena dizisinin beğenilen oyuncusu Sinem Kobal, oyunculuğa küçük yaşta başlamanın avantajlarının yanı sıra zorluklarının da olduğunu söyledi.    

                   ANNEM HEP YANIMDAYDI

13 yaşında Dadı dizisiyle ekranların karşısına geçen Kobal zaman zaman yaşadığı 'kaybolma hissini' annesinin yardımıyla aştığını belirtti. Kobal yaşadığı zor günleri şöyle anlattı:

'Gençlikle çocukluk arasında bir yaşta kendimi setlerde buldum. Oyunculuk 4 yaşından beri yapmak istediğim bir şeydi. Ancak gerçekler çok farklı. Herkes beni alkışlarken ben kaybolduğumu hissederdim. Odama kapanıp ağladığım zamanlar oldu. Dengem bozulmuştu. Annem hep yanımdaydı ve iç dengemi o kurdu.' Beykent Üniversitesi'nin Sahne ve Gösteri Sanatları Bölümü'nde öğrenci olan Sinem Kobal tek isteğinin dizilere ara verip İngilizce'sini ilerletmek olduğunu söyledi.

27 Ağustos 2010 Cuma


Hayatın kendisi kadar komik ve duygusal bir dizi olan, "Çocuklar Duymasın" kaldığı yerden değil günümüzden devam ediyor. Çünkü bizim izleyemediğimiz 7 yıllık dönem içinde orada hayat hiç durmadı. Evlerinin dekorasyonunu değiştirdiler, iş hayatlarında yeni pozisyonlar elde ettiler ya da edemediler, çocuklar büyüdü, Haluk, Meltem ve diğerleri yaşlandı. Ama Haluk hala bildiğimiz Haluk, hala her şeye karşı, muhafazakar ve milliyetçi. Meltem de büyük değişiklik yok, modern, ideal ve ahlaklı bir eş. Ailenin meseleleri yine çok küçük, kredi kartları, telefon faturaları, alış veriş giderleri, tatil masrafları ve hayatın içinde akıp giden her şey. Kısacası "Çocuklar Duymasın"da aslında hem değişen bir şey yok hem de çok şey değişmiş. Yine komik, yine duygusal, yine güncel, yine hayatın kendisi gibi küçük meseleleri olan, kentli ilişkilere ve modern aile meselelerine odaklı hem duygusal hem de eğlenceli bir aile komedisi. "Çocuklar Duymasın" bu kez de 2010 yılı Türkiye'sine bir ayna tutuyor ve yaşadığımız çağın aile yapısı üzerinden sosyolojik bir analiz yapıyor ve Türkiye'de tüm yaş gruplarının aynı anda seyredebileceği tek dizi olma iddiasını koruyor.

26 Ağustos 2010 Perşembe

KÜÇÜK SIRLAR

Kanal D'nin reyting rekorları kıran dizisi 'Küçük Sırlar'ın oyuncu kadrosuna sürpriz isimler katılıyor. Yapımcı Timur Savı dizinin gelecek bölümleri için 3 kişiyle anlaştıklarını, bunların yıldız isim olduklarını söyledi. Yapımcının yalnızca yakınlarına açıkladığı bu isimlerden biri; çok ünlü erkek popçu. Diğer ikisi de geçen yıl biten, reytingi yüksek 2 dizinin başroldeki kadın oyuncuları. Bu arada dizide yıldızı gün geçtikçe yükselen Merve Boluğur ile Kadir Doğulu'nun sevişme sahnelerinin artacağı konuşuluyor. Kadir Doğulu'nun performansı beğeniliyor.

25 Ağustos 2010 Çarşamba

Sinem'in rolü azaltıldı!



Ayşegül karakteri ön plana çıkartılınca Sinem Kobal'ın sinirleri bozuldu!...Küçük Sırlar dizisinde başrolü oynayan Sinem Kobal'ın yerinde Ayşegül karakterini canlandıran Merve Boluğur ön plana çıkartıldı. Genç oyuncu dizinin ana karakteri olma yolunda ilerlerken, rolü azaltılan Sinem Kobal'ın çok sıkıntılı olduğu konuşuluyor.Sinem Kobal'ın başrolünü oynadığı "Küçük Sırlar" dizisi gittikçe artan reytingi ile dikkat çekiyor. Ancak başarıda en çok pay sahibi oyuncuların başında 'Ayşegül' karakterini canlandıran Merve Boluğur geliyor. Daha önce 'Acemi Cadı'-da başrolü canlandıran genç oyuncunun 'Küçük Sırlar'da gösterdiği performans, yapım ekibinin de dikkatini çekince, senaryoda değişiklik gündeme geldi. Dizinin başlarında Sinem Kobal'ın canlandırdığı 'Su' karakteri ön plandaydı ancak son bölümlerde Merve Boluğur'un oynadığı 'Ayşegül' karakteri ön plana çıkmaya başladı. Bunda Kobal'ın oyunculuğuna yapılan ağır eleştirilerin de payının olduğu öne sürüldü. Daha önce Selena dizisinde başrolde oynayan Kobal'ın, Küçük Sırlar'daki ana karakteri canlandırmakta zorlandığı konuşuluyor. Eleştirmenler, Kobal'ın, ağabeyi uyuşturucu bağımlısı, babası genç kız düşkünü olan ve zor bir dönem geçiren "Su" karakterini yeterince yansıtamadığı görüşünde. Kimi eleştirmenlerin "Selena düz bir roldü. Küçük Sırlar'daki Su karakteri, iyi bir oyunculuk gerektiriyor. Sinem bu rolü canlandırmada zorlanıyor" yorumlarının genç oyuncunun moralini bozduğu konuşuluyor. Kobal'ın moralinin bozulmasında Boluğur'un oyunculuk yeteneğinin de büyük rolü olduğu söyleniyor. Müjdat Gezen Sanat Merkezi Tiyatro Bölümü'nde eğitim gören Boluğur, geleceğin yıldızları arasında gösteriliyor

23 Ağustos 2010 Pazartesi

küçük sırlar

7. Bölüm Özet




Su gerçeği arıyor



Su, taraf tutmaktan vazgeçer. Tek istediği kimin doğru söylediğini anlamaktır. Bir tarafta annesinin kazada ölmediğini söyleyen Aslan Cem, diğer tarafta babaannesi... Kime inanacağını bilememektedir. Olayın aslını öğrenmek için, annesini yakından tanıyan biriyle konuşmaya ihtiyacı vardır. Biricik ona gerçekleri anlatacaktır.Ayşegül'ün kalbi kırıktır. Ve kalbi kırıldığında, her zamankinden daha tehlikeli olmaktadır. Neslişah'a karşı öfkesini, ondan intikam almaya çalışarak bastıracak ve bu intikam oyununda başrolü Çet'e verecektir.Çet uzun zamandır peşinde olduğu şeyi elde eder. Neslişah artık onun avuçlarında sayılır. Babası ile yüzleşmeye hazırdır. Artık her şey ortaya çıkacaktır.Demir ve Çet kavgasının galibi Demir olur. Demir, Su ile gerçek bir yakınlık kurar. Daha önceden, uzaktan uzağa sürdürdüğü bu hayranlığını, ilk kez dile getirir. Henüz farkında olmasa da, bu yakınlık ailesiyle arasındaki iplerin incelmesine sebep olacaktır.Arzu ne kadar gizlemeye çalışsa da gittikçe Ali ile yakınlaşmaktadır. Artık birine güvenmek istemektedir. Ali'nin yalan söylediğini bilmektedir. Ama Ali'nin yalanları ruhunu okşamakta ve bu nedenle de ona inanmak istemektedir. Peki, bu durumu Su'ya nasıl açıklayacak?







 

planlı olmanın yararı

Planlı Çalışınız




Başarılı olmak için planlı çalışmak gerekmektedir. Planlı çalışmak bir işi parçalara bölüştürmek sonunda da zamanlara paylaştırılan işi gerçekleştirmektir. Plan sizi belli zamanlarda belli işleri bitirmeye zorlayacaktır ve bu plan doğrultusunda çalışan öğrencinin başarısı mutlaka artacaktır.



Planlı çalışabilmek için, günlük zaman cetveli hazırlamak ilk adımdır. Günlük plan sadece çalıştığınız konularda değil günlük diğer çalışmalarınızın, dinlenme, eğlenme konularınızın neler olacağını, bunlara ne kadar zaman ayıracağınızı da göstermelidir. Belirlediğiniz bu zaman çizelgesini kullanmak kolay iş değildir, özellikle başlangıçta bu konuda kendinizi zorlamanız gerekmektedir. Kısa süreli bu sıkıntılarınızın, ileride sizi bekleyen mutlu, başarılı ve doyurucu yıllar için yatırım olduğunu düşünmek sizi çalışmaya yönlendirebilecektir. Alışkanlık oluşmaya başladığında ise belli zamanlarda belli işleri yapmadığınızda duyacağınız sıkıntı, düzenli çalışma alışkanlığının pekişmesine neden olacaktır. En önemli nokta hazırladığınız planınızı, zorunlu olmadıkça günü gününe, saati saatine hiç değişiklik yapmadan, herhangi birini atlamadan gerçekleştirebilmektir

tüpraş ilköğretim okulu tarihçemiz

Okulumuz 1968 yılında İpraş Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılarak Milli Eğitim Bakanlığına devredilmiştir.




1968-1969 Eğitim Öğretim yılında İpraş İlk Okulu olarak eğitim öğretime başlamıştır.

Okulumuz eski binasına 1982 yılında yine İpraş Genel Müdürlüğü tarafından ek bina yapılarak bugünkü eski bina şeklini almıştır.

İpraş Genel Müdürlüğü ismi Tüpraş Genel Müdürlüğü olarak değişince Okulumuzun ismi de 1994 yılında Tüpraş İlk Okulu olarak değiştirilmiştir.

Yine 1997 yılında kesintisiz 8 yıllık eğitime geçilmesi ile birlikte Okulumuzun ismi Tüpraş İlköğretim Okulu olarak değiştirilerek Eğitim Öğretime devam etmektedir.

Tüpraş İlköğretim Okulu, ilçenin başarılı eğitim yuvası ve bu özelliğinin yanı sıra kalabalık öğrencisi olan bir okuldur.

Tüpraş İlköğretim Okulu eski binasında 12 derslik, 2 Bilgi Teknoloji sınıfı, 2 Anasınıfı dersliği, 1 Öğretmen odası, 1 müdür yardımcısı odası, 1 Mutfak, 1 Okul Aile Birliği odası , 1 kazan dairesi, 1 arşiv ve 1 çok amaçlı salon bulunmaktadır.

Ek binada 16 derslik, 1 Fen laboratuarı, 1 Sosyal Bilgiler sınıfı, 1 kütüphane, 1 Öğretmenler odası, 1 Müdür Odası, 1 Müdür Yardımcısı odası, 1 Rehber Öğretmen odası 1 kazan dairesi bulunmaktadır.
Ben Büşra Betül Eren